15.8.07

just a perfect day



Pazar günleri... Bir tembelin en kutsal günü olsa gerek. Tanrısal bir güçle herşeyi yok edip yeniden yapabilirmişçesine; firari bir ruhun her an özlemini çektiği devri alem hayalini gerçeştirebiliceği, bir fatihin zaptedilemez denilen bir şehri alabileceği, ilkkez bisiklete binmekle aya ilk ayak basan olma düşünün gerçeklebileceği bir saflık ve istekle yapabilecekken, bütün bunları yapabilecek olmanın verdiği huzur, mutluluk ve pişkinlikle hiçbirşey yapmadan günü akşam etmek...

Belki E.Cansever'e inat bu sefer kıçımı kaldırıp, masaya dökülüşünü koymaktansa bir birayla bu kutsal günü vaftiz edercesine ve yolunda gitmeyen işler, rayına oturmayan hayat gibi mevsim normallerinin ne olduğunu unutan yaza inat, kendimi akşam sefası yapan çiçeklerle bir tutup, bahçemin ortasında tepemde atlas bir gece, yayınına kısa bir süre ara verilen belleğimle günümü ve hatta bütün ömrümü bugün gibi geçirebilirim...

Ve sanırım böyle bir güne adanabilecek en güzel şarkılardan biri bu olsa gerek...

0 yorum: