19.8.07

Gölge



Fotoğraflar: boxman


Gece olunca nasılda oldukları yerde, köselerindede, kuytularında nasılda huzurlu ve mutlu gölgeler. Sanki hep peşimizde, biz nerede isek, ne yapıyorsak ucuz taklitcimiz... gölgelerimiz. Acaba kim kime zincirli, kim kimin tutsağı ve sahibi. Kalbsiz, etsiz. Bir aynalarda kurtuluyoruz onlardan ya da onlar bizlerden. Bir aksimizin gölgesi düşmüyor. Belkide tersine bir ışık oyunu. Etimizin karanlık taklitcisini görüyoruz aynada. Bu yüzden uzun uzun bakakaldığmızda gözlerimizin içine, dudaklarımıza, yanaklarımıza (ki aklımızın içini göremiyoruz aynalarda) öyle çokta benzetemiyoruz kendimize. Bildik biri gibi tanıdık, bir yabancı gibi merakla inceliyoruz onu. İçine hapsolduğumuz etten zindanı görüyoruz.

Yol kenarlarında ya da sokakları aydınlatan lambaların, güneşin, bazen bir yansımanın oyununda, boyu kah küçülen kah büyüyen, gülüyor mu ağlıyor mu ayırt edilemeyen, hep suskun, hep düsünceli ve sessiz ırgatımız.

Bazen düşünüyorumda; benim karanlıkta hareketsiz kaldığım zamanlarda, benden ayrı başka bir hayatı daha var mıdır. Ve gün doğuncaya kadar beni bırakıp onumu yaşamaktadır. Sevdiğimin gölgesini o da benim onu sevdiğim gibi sevmektemidir. Yoksa başka bir gölge midir sevdiği?

Hadi git... Git biraz kendi hayatını yaşa... Ben seni beklerim karanlıkta...

0 yorum: