26.2.08

Yitik Zaman Makinası

Zamanda yolculuktan konuşmuştuk seninle. Tekrar dönmek istediğim bir zaman olup olmadığını sormuştun, bir keşkeyi kekelemek yerine yeniden, en başından düzeltebileceğim ya da kurtarabileceğim bir anı merak etmiştin. Sen kendi adına iskenderiye fenerini kurtamak istediğini söylemiştin. Düşünüyorumda ben o sırada zamanın o anında orada olsam yüksekçe bir tepeden alevlerin sıcaklığını kirpiklerimde hissedebilecek bir yakınlıktan olup biteni izlerdim. Çünkü sana da dediğim gibi zamanda yolculuk korkuturdu beni. Ancak tanıklık etmek istediğim anlar olabilir zamanda. Yoksa Hitlerin hışmından insanları kurtarmayı düşleyebilirdim elbette kendi çaresizliğimde. Ama sence ne kadar saklayabilirdim ki bi başıma insanoğlunun çirkin yüzünü, kaç kere yapabilirdim bunu. Ve ne farkederdi, bir gölge oyunun sahteciliğinden öteye. Aklıma "tahir olmakda zor, zühre olmak da" mısrası düştü, çaresizce. Sadece gerisine mi sence? Kıyametide görmek isteyebilirdim elbette, ne cennete büyük lotoyu kazanmış talihliler arasında ne de ateşle terbiye edilecekler arasında, köşesinden zamanın çocuk merakıyla uzanmış bir baş, ilk kez görülenin heyecanıyla iri gözlerle izlemek isterdim.

Hiç yoktan belkide kendi belleğinde zamansız yaşayan bana daha güzel hatıralar ve anılar miras bırakırdım yarınıma. Yarın ki, henüz hiç yaşanmamış oluşunun şuursuz bilgeliğinde unutturarak kendini ve hiçte utanmadan yaptığı bu tanrısal ilüzyonda sadece "bugün aslında dündü" hezeyanını yaşatabilir.

Ve her seferinde yalancı bir gururla zamanla belirgin bir derdi olmadığını söyleyen benin saatlerle saatlerce nasıl sözleştiğini beni köşeye sıkıştırırsan anlatabilirim sana. Böylece ilk kez duymuş oldun sen de yazabileceğim ilk kitabın ismini...

Bu arada günler uzuyor, geceler kısalıyor... Farkında mısın?

20.2.08

Dünya Saati!

29 Mart'ta elektriksiz bir saat!
REUTERS-CANBERRA 29 Mart günü dünya çapında 24 şehirden 30 milyon insan elektrik kullanımına bir saat ara verecek. Çevre koruma grubu World Wildlife Foundation (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) tarafından organize edilen Earth Hour (Dünya Saati) isimli etkinlik, geçen sene Avustralya'nın Sidney kentinde yapılan ve 2.2 milyon kişinin katıldığı bir saatlik etkinliğin ikinci ayağı niteliğinde. Tek fark, bu yıl şehir sayısının 24'e çıkmış olması.

Bu sene elektrikli aletlerini kapatacak şehirlerin arasında, San Francisco, Bangkok, Kopenhag, Chicago ve Tel Aviv de var. Earth Hour direktörü Andy Ridley'e göre dünya çapında da geçen sene Sidney'de olduğu kadar katılım olursa yaklaşık 30 milyon insanın eyleme destek vermesi bekenebilir. Dünya saatine katılacakların 29 Mart akşamı 20.00'da ışıklarını ve önemli olmayan elektrikli aletlerini bir saatliğine kapatmaları isteniyor. Amaç, küresel karbon salınımına dikkat çekmek.

Peki senin yapacak daha iyi bir planın var mı?


19.2.08

Sizi bi yerden mimliyorum ama nereden?

(kendimi mimledim)

Zamanı bölüntülemek (yıllar. aylar, günler ve hatta minicik saniyelere kadar) insanoğlunun yaşamını anlamlandırma ve kolaylaştırma çabasından öteye gitmiyor benim için. Bütünleşik zamanda sonsuz süregiden akışın içinde herşey olmaya ve yaşanmaya devam ediyor olmalı. Bir dağın kendi yükseltisinde ters konulmus dayanaksız ve içi harçsız bir huni olmadığı gibi, kendini yarattı katmanlar içinde zaman enine hareket etmeye devam ediyor. Geçmiş ya da gelecekten yoksun sonsuz bir şimdinin içinde herşey olmak için kendi anınını bekliyor. Bu şursuzluk denizinde rakamlar kendilerine anlamdaş sözcüklerle tarifi olasılıksızlığa varan ya da kuramlaşan bir yapıya varıyor ki bu da bilinçli bir hayvan olan insanın kendisinden önce başlayan ve devam edecek olan hayat denilen şeye ömür diyebilmesiyle lirikleşiyor.

Nihayetinde anlar toplamı = zaman.

Asıl konu sahibi flynxs .

12.2.08

Soluksuz


Bugünlerde yaptığım tek şey güneşi kovalamak.


Fotoğraf: fotoğrafsilgisi /Kabak Koyu-2006

10.2.08

Al bu blogu blogcuya götür..

Günlerdir deli divane gibi blogumla yatıp bolgumla kalkıyorum. Yok logo yapayım, yok şöyle olsun böyle olsun... Hahh logo tamam rss ikonumda bana özel olsun, şöyle olsun böyle olsun. E hadi birde arka alanımız farklı olsun, oraya resimleri yükle, buradan link ver derken... Ki aşina olduğumuz, pek bildiğimiz şeyler değil. Allahtan bu konuda yegane mercihim ve dostum isbn'ye teşekkürü bir borç bilirim. Ben bütün bunlarla debelenirken kendiside en az benim kadar bitmek bilmez sorularıma katlanarak övgüyü haketti. Ve elbette blogumun misafirleride denk geldikçe bu süreçteki değişikliklere beğeni ve görüşlerini sunarak bana yön verdiler.

Nihayetinde blogum bu sabah itibariyle son şeklini almış durumda. Bu haliyle içimize sindi lakin her an her şey olabilirde :). Neyseki blogu blogcuya bloglaştırmadan getirdim.

2048

Eski bir aynaya bakıyorsun.
Yaşlı bir yüz gördüğün.
Kalaballıklarda kendi sesini işitiyorsun.
Tüm ömrünce sustuğun.
Hala farkında değil misin;
Ölmekte olduğunun.

7.2.08

GÖRÜN! DUYUN! KOKLAYIN! DOKUNUN! HİSSEDİN!


!f istanbul bu yıl yine dünya çapında bir çok festivalde ödüller almış ve gösterilmiş filmleri bizlere sunuyor. Ben kendi filmlerimi seçtim ya sizinkiler?

Seçtiğim 19 filmden 12'si için bilet alabilmiş olmak harika. Gidemeyeceklerimin vizyona girmesini bekleyeceğim ya da evde DVD keyfiyle eksikleri tamamlamış olacak. Yalnız festival organizasyonuyla ilgili şunu üzelerek söyleyebilirim ki, daha filmleri seyretmeden bilet gişesinde yaşanılan sıkıntı festival organizasyonuna olan sempatiyi malasef yok etti. MyBilet gişesine gidip biletlerimi almak istediğimde görevliler bana, kredi kartıyla mı yoksa nakit mi ödeme yapacağımı sordular. Bende kredi kartı kullanmadığımı kullandığım bankanın bankamatik kartıyla ödemeyi yapacağımı söyledim. Lakin bunun imkansız olduğunu ödemelerin ya kredi kartıyla, YK World kartınız varsa %50 indirimden yararlanıyorsunuz (çünkü anasponsorlardan biri) ya da yine YK bankasının banka kartıyla yapabiliyorsunuz. Kredi kartı ve sponsor olan bankayı kullanmıyor oluşum en fazla sös konusu indirimden yararlanamayacak olmama nede olabilir değil mi? Bu cevap üzerine önce kendi bankamın ATM'sine gidip (malesef makina para çekme işlemini gerçekleştiremiyordu) oradan da para çekemeyince bulunduğum yere (Beyoğlu AFM/Fitaş, yanında ki Akbank) en yakın bankamatiğe Taksimin kalabalığında gidip geri dönmek 10-15 alırken aklımdan acaba bu heyecandan vaz mı geçsem, hiçbir bileti almasam mı diye düşündüm. Nihayetinde istediğim filmleri izlemenin keyfinden kendimi maruz bırakamazdım. Ve ben tüm bu telaş içeresinde izlemek istediğim belki iki film için bilet alma şansını kaybettiysem (ki bunu bilmek sanırım imkansız olur) bu beni inanılmaz kızdıracaktır. Kıssadan hisse hem bilet satış sağlayıcısı MyBilet, hem ödeme şeklinde alternatif yaratamayan !f istanbul organizasyonu, hemde reklamlarında bangır bangır "banka kartı demek, nakit para demek" diyen BKM'ye bana yaşatmış oldukları gereksiz can sıkıntısının kendileri içinde gözden geçirilmesi gereken ve müşteri memnunuyeti denilen zırvalığa gerçekten önem vermelerinin kendilerine olan saygıyı kaybetmemeleri adına nacizene öneririm.

( Bilet gişesinde sinirden köpürdüğümde, orada ki kıza " bütün bunları eve gidip huysuz bir ihtiyar gibi yazacağım" demiştim. Sıra teker teker yazılacak şikayet mektuplarında. : ) )

5.2.08

Bırak Dağınık Kalsın

Bırak dağınık kalsın uyandığında yatağının hali gibi hayatın. Dert etme hep aynı bardaktan yıkayıp yıkayıp kahve içmeyi. Bardaklar çoğaldıkça artmaz yalnızlğın. Öyle sere serpe miskinliğinde, evin içinde ev, heryer heryerde. Olsun varsın yalnızsın işte kime mahçup olacaksın. Hem seni bulmak isteyen, bırak bu dağınıklık içinde seni bulup çıkarsın, hem sana hem kendine bir anlam katsın.

Ayna



Resim: Picasso-Girl Before a Mirror

Aynalar.. En sevdiklerim. Yalansız herşeyi yüzüme vuranlar. Korkusuz gözlerimin içine bakanlar. Bana beni hatırlatıp, bana beni sormayanlar.

3.2.08

Dialog

- Bence sen; bütün kadınların hayallerindeki adamsın.

- Ama kadınlar gerçekleri sever.

- Evet, haklısın...

1.2.08

Kısa Film

Başkalarının hayatlarında başrolde olmak isteyenler, kendi hayatlarında ancak bir yan karakteri canlandırabilirler.