14.7.08

Hepler Hiçler Çarpımı


Hepimizin hayatında olmuştur hiçbirşeyi başaramamış, üstesinden gelememiş. yapamamış, olmamış, oduramamış anlar. Yıldız tozlarından yaratılmış kozmik, matematiksel bir denklem. Elde avuçta tutamadığımız, tutmaya kalktığımızda elimizden kaydırdığımız bir o kadar da denklemin öteki tarafından hiçte tutulmamış boşlukta salınan ellerimiz. Ve işte o tanrısal. sonsuz persvektifte ufuksuz bir son akşam yemeği kompozüzyonunda yalnızlığımız. Ne Leonardo'nun kendi gizeminde yarattığı bir sır, ne de biz ondan sonraki fanilerin kendi fantezi ve uğraşlarında aradıkları, yarattıkları efsaneler.

Bir kucak kadar hepimizin öteki için, bir o kadar da berikini durdurmak için kollarımızı iki tarafa acışımız. Bu gönül merkeziyle kurulmuş açılımda (ki nereden baksan 180 derecedir, bu yüzden sığdıramazsın ikisini birden içine) birileri acı çekmesin diyedir. Canı yanmasın diyedir. Bu bazen kendindir bazen ötekidir, bazen beriki. Ama asla kendin dahil iki kişiyi aynı anda kurtaramazsın bu dar boğazdan. Vahşi bir hayvan için kurulmuş bir kapan oluverir o iki yana açılan kolların. Kimi kıstırsa dişlerinin arasına bir o kadar da kendi etindir ezilen, bunu peşinen bilmelisin. Kendi acınla ötekinde yarattığın, açtığın yaralarını vicdan yapıp geçiştiremezsin. Bunu ancak riyakarsan yapabilirsin. Yalanlayabilir ve sadece kendi gönlünü hoş tutabilirsin.

İşte tam da bu anda; çoğu zaman ustalık ve kendi kendine inandığırdığın zehir zemberek aklına bu duruma uyan tek bir sözcük bile bulamazsın. Elin kolun bağlanır, aklın durur, nefes alamaz ve hatta almayı hiç istemezsin. Bu güne kadar baş ettiğin haliyle dört işleme ve ezberinde tuttuğun çarpım tablosuna güvenirsin, ama kafi gelmez neresinden bakarsan bak eşittiri sıfıra varan denkleminde.

Aslında en başından beri bir denklemdir yaşamın gizi. Çözdüğün değil inandığın günden beri sarıldığın en makul akıl çıkarsamasıdır, gönlünün onayınıda almış hilesiz bir oyundur. Havuz problemine dönüştüğü an, sadece senin yüzmekten korktuğun ve sadece nefesini tutup dibe dalabilme becerine olan inancındır seni harekete geçiren. Buna sen dayansan bile ciğerlerin daha fazla dayanmayacaktır.

Ve tam bu anda aklında tüm sorular ve sorunlar üzerine tek bir soru tek bir cevap karşılğında belirecektir. Ya kollarını iki yana açıp bir karar vericeksindir, ya da kollarını iki yana çırpıp bir eylem, tavır ve tepki göstereceksindir...

Soru şu: Hep mi? Hiç mi?

0 yorum: